KENTSEL DÖNÜŞÜM

Kentsel dönüşüm, genellikle kentlerdeki eski ve çürümüş yapıların, altyapıların, ulaşım sistemlerinin, yeşil alanların ve genel olarak kentsel yaşam kalitesini etkileyen unsurların modern, güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde yenilenmesi ve geliştirilmesi sürecidir. Bu sebeple dünya genelinde kentsel dönüşüm projeleri, kentsel alanların sürdürülebilirliğini artırmayı, çevresel etkileri azaltmayı, yaşam kalitesini yükseltmeyi, toplumsal katılımı sağlamayı ve ekonomik kalkınmayı hedefler. Türkiye'de ise kentsel dönüşüm, özellikle deprem riski taşıyan bölgelerdeki yapı stoku ve riskli alanların yeniden düzenlenmesi amacıyla geliştirilmiş bir stratejidir. “Kentsel Dönüşüm” kavramı gündemimize, 2012 yılında hükûmetin depreme yönelik hazırladığı 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” ile gelmiştir. Bu kanunda 'Riskli Yapı' ve 'Riskli Alan' şeklinde iki çeşit tanım bulunur. Halkın riskli yapıların depremlere dayanıklı hale getirilmesi sürecini de “Kentsel Dönüşüm” kavramı ile ifade etmeye başlaması sonucu 6306 sayılı kanun Kentsel Dönüşüm Kanunu olarak telaffuz edilmeye başlanmıştır. Türkiye'de kentsel dönüşüm süreci, genellikle şu adımları içermektedir:

1. Riskli Alan Belirleme: Türkiye'de kentsel dönüşüm projeleri, özellikle deprem riski taşıyan alanlarda yoğunlaşmaktadır. Belediyeler ve ilgili kuruluşlar, deprem risk analizleri ve buna benzer teknik çalışmalar yaparak riskli bölgeleri belirler.

2. Kamuoyu Bilgilendirmesi ve Katılım: Belirlenen riskli alanlardaki sakinlere proje hakkında bilgi verilir ve sürecin nasıl işleyeceği anlatılır. Toplumun katılımı sağlanarak görüşleri alınmaya çalışılır.

3. Teknik ve Hukuki İnceleme: Riskli alanlardaki binaların teknik durumu incelenir. Ayrıca, bu aşamada hukuki düzenlemeler yapılır, tazminat ve diğer konular düzenlenir.

4. Finansman ve Mali Planlama: Projelerin finansmanı, genellikle devlet destekleri, özel sektör yatırımları ve kentsel dönüşüm fonları gibi kaynaklarla sağlanır. Mali planlama, projenin bütçesi, gelir kaynakları ve harcamaları kapsar.

5. Uygulama ve İnşa: Belirlenen riskli alanlardaki binaların yıkımı ve yeni, güvenli yapıların inşası bu aşamada gerçekleşir. Altyapı çalışmaları, yeşil alan düzenlemeleri gibi projeler de hayata geçirilir.

6. Takip ve Değerlendirme: Proje tamamlandıktan sonra, sürecin etkinliği değerlendirilir. Projenin hedeflerine ulaşıp ulaşmadığı, toplumun ihtiyaçlarına uygunluğu ve benzeri faktörler değerlendirilir.

Türkiye’de kentsel dönüşüm projelerinin ele alınma aşamalarında dünya standartlarına göre göze çarpan en önemli fark, kent düzeyinde ulaşım, altyapı, yeşil alan gibi konuları da bütüncül olarak ele alan bir stratejik planlama sürecinin nadiren ele alınmasıdır. Kentsel dönüşüm süreci genellikle karmaşık ve uzun bir süreçtir, bu nedenle başarılı bir şekilde yönetilebilmesi için çoklu paydaşların iş birliği, açık iletişim ve sürekli değerlendirme önemlidir.

Türkiye'de kentsel dönüşüm projelerinin uygulanmasında çoğunlukla riskli binaları yenileme çalışmalarına rastlanmaktadır. Oysa ki, kamu kurumları, belediyeler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları iş birliği içinde olduğu, bütüncül bir kentsel dönüşüm süreci, doğru bir planlama için gereklidir. Bu projelerin başarılı bir şekilde tamamlanabilmesi için şeffaf yönetim, katılımcı planlama ve etkili iletişim önemlidir. Ayrıca, bu süreçte sakinlerin hakları ve çevresel sürdürülebilirlik gibi konular da dikkate alınmalıdır.